
Hızlı konuşmak seni zeki göstermez, ama doğru yerde duraklamak seni etkili yapar. Cümlelerine küçük nefes araları ekle. Düşüncelerini toparla. Çünkü bazen sessizlik, sözlerden daha etkili bir vurgu yaratır.
Özellikle önemli bir şey söylüyorsan, duraksamak karşındaki kişinin söylediklerini sindirmesine fırsat tanır. Düşünsene, biri sana derin bir söz söylüyor ve anında devam ediyor… O söz kaybolur gider! Ama duraksarsa? İşte o zaman cümle havada asılı kalır ve gerçek etkisini yaratır.
Öğretmenin Sözü: Konuşmanın sihri bazen kelimelerde değil, aralardaki boşluklardadır.
Her cümle bir dalgadır, ama o dalganın kıyıya nasıl çarptığını belirleyen, arasındaki sessizliktir. Çünkü etkili konuşmak, yalnızca kelimeleri seçmek değil, onları taşıyacak boşlukları da ustalıkla yerleştirmektir. Tıpkı bir bestecinin notalar kadar suslara da değer vermesi gibi…
Hız, çoğu zaman bir savunmadır. Anlatacaklarımızı çabucak söyleyip, geride kalacak yankılardan kaçmak isteriz. Ama anlam, hızlıca geçilen kelimelerin değil, üzerine durulup dinlenilen cümlelerin içinde gizlidir.
Bir sözü söyledikten sonra durmak… Bırakmak o kelime havada bir süre daha kalsın… İşte orada başlar etki. Çünkü insan zihni, o durakta yavaşlar, duyduğunu hazmeder. Konuşan kişi de o aralıkta düşüncelerini toparlar, sesini duyar, niyetini sınar.
Etkileyici olmak, çok konuşmakla değil; doğru yerde susmakla ilgilidir. Tıpkı usta bir ressamın boşlukları boyaması gibi… Çünkü bazen en çarpıcı anlam, söylenmeyen kelimede saklıdır.
Filozofun Notu: Kelimeler anlam taşır, ama duraksamalar o anlamın yankı bulduğu vadilerdir.